Manuel Terapi, günümüz tıbbında fizyoterapi alanında söz sahibi olan USA, İngiltere, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi ülkelerde çok daha uzun bir süre öncesinde insan anatomisi üzerinde yapılan çalışmaların ışığında bulunup başlatılmış ve zamanımıza kadar biyomekanik anlamda tasarlanıp, geliştirilerek doku fonksiyonunun iyileşmesine yönelik, elle yapılan özel manevra ve egzersiz uygulama tekniklerinin genel adıdır. Eklemlere, eklem çevresi kapsüler yumuşak dokulara, geniş kas gruplarına ve periferik sinir yollarındaki sıkışıklığı gidermek için uygulanan ve el becerisi gerektiren bu pasif hareket manevraları artık günümüzde çok daha etkin ve çözüme yönelik doku iyileştirici ve geliştirici protokoller haline gelmiştir.
Peki o zaman manuel terapi; ne zaman ve ne amaçla kullanılmalı sorusunu cevaplamaya çalışalım. Kısa bir tarifle alışkanlıklarımız gereği hatalı ve yanlış kullanımlardan doğan veya travma (vurma,çarpma,kaza) esnasında kas-iskelet sistemimizde meydana gelen doku hasarında yapılan tıbbi işlem sonrası kalan mekaniksel probleme dayalı tüm fonksiyonel yetersizliklerin, bilimsel metodları içeren yöntemlerce en kısa süre ve kolayca doğrudan eski sağlıklı konumuna ve fonksiyonel kapasitesine döndürülmesi işlemidir. Bu doğrultuda amaç, günlük yaşamı içerisinde azalmış ve kısıtlanmış bedensel kapasiteleri nedeniyle yetersizlik ve zorluk yaşayan ve bu anlamda yaşam kalitesi düşük olan bireylere sağlıklı, aktif bir yaşam yeteneği kazandırmaktır.
Bu durumda dikkatimizi vermemiz gereken husus, öncelikle insan vücudunun biyomekaniği üzerinden yola çıkarak, bireyin bedensel hareketleri esnasında kısıtlandığı ve zorlandığı durumları tespit edebilmek için bir takım özel mekaniksel diagnostik değerlendirme metodlarıyla (ölçüm,test) sorunun kaynağını tespit etmek, sonrasında da elde edilen bulguların ışığında bu sorunun giderilmesi için en doğru ve uygun olan Manuel Terapi tekniğine karar vererek uygulama işlemine başlamak olacaktır.
Genellikle kas-iskelet sisteminde problemli dokularda beliren aşırı gerilim, tutulma ve buna bağlı ağrı kişiyi bir hayli rahatsız etse de, biz bu ağrıya kılavuz gözüyle bakmayı yeğleriz. Çünkü ağrı problemin kendisi değil, bizi hedefe götürecek takip edilmesi gereken belirtidir. Bir başka deyişle ağrı vücudun dilidir. Bizler onun dilinden anlıyorsak, o zaman onu nasıl sakinleştireceğimizi de iyi biliyoruz demektir. Bu takdirde asıl amacımız, ağrıyı takip ederek, onu ortaya çıkararak bizi haberdar eden hadisenin altında yatan asıl sorunu çözmeye yönelik bir manüel terapi uygulaması olmalıdır. Böylece izleyeceğimiz yol, ağrıyı ve kısıtlanmış fonksiyonel kapasiteyi başlatan esas problemi tespit ederek, orada meydana gelmiş doku hasarını düzeltici yönde, bölge üzerinde yapılacak hedefe yönelik en uygun mobilizasyon ve manipülasyona dayalı manevralar sayesinde sirkülasyonun (kan dolaşımının) açılıp, baskının, sıkışıklığın ve gerilimin kaldırılması ile iyileşme ve düzelme prosesini başlatarak, hızla olumlu sonuca doğru adım atmak olacaktır. Burada amaç fonksiyonel kapasitesini yitirmiş, gergin ve kısıtlanmış hareket açıları ile karşımıza gelen bireyi, ivedilikle tekrar yeterli düzeyde fonksiyonel, sağlıklı ve işlevsel yapıya geri döndürmeyi hedeflemektir. Manuel Terapi kapsamında uygulanan Mobilizasyon ve Manipülasyon Teknikleri bu hedefe süratle ilerlemede çok etkili, aynı zamanda düzelmenin ortaya çıkardığı olumlu tablo sayesinde sıkıntı yaşayan bireye verdiği moral anlamında da bir hayli yardımcıdır. Sonuçta kazanılan Fiziksel Uygunluk sayesinde bireyin yaşam kalitesinin yükselmesiyle, sosyal ve iş hayatındaki verimi de artmaktadır.
Şu hususun altını çizmekte yarar görüyorum ki, vücudun güçlü bir kendini onarma ve iyileştirme yetisi vardır. Manuel terapi bu anlamda vücudun kendini iyileştirme gücünü harekete geçirerek, sonuca ulaşıncaya kadar kontrollü bir şekilde her şeyin yerli yerinde gitmesini sağlar.
Elle uygulanan bu manevra teknikleri, tatbik edilen bölgenin anatomik sınırları ve hatları üzerinde, dünyada bu alanda uzmanlaşmış fizyoterapistlerce yani konuya hakim ve yetkin manuelterapistler tarafından; yumuşak dokular ve eklemlerinde sıkıntı yaşayan, manuel terapiye uygun olduğu düşünülen hastalara yapılır. Nitekim yine dünyada bugüne kadar uygulana gelmekte olan, bir çok manuel terapi tekniği vardır ki, bu tedavi tekniklerini bulup geliştirerek uygulamaya başlayan klinisyen fizyoterapistlerin her biri uyguladığı manuel terapi yöntemine kendi adını vermiştir.McKenzie Manuel Terapi Tekniği, Cyriax Ortopedik Manuel Terapi, Maitland Manipülasyon Tekniği, Kaltenborn Mobilizasyon Tekniği, Evjenth, Butler, Mulligan Concept ve bunun gibi.
Fizyoterapist | Manuelterapist | Levent Dolunay
Tel: 0 552 201 20 30 – 0 532 615 33 50