Günlük yaşam aktiviteleri esnasında fiziksel yapıda oluşabilecek çeşitli yaralanmalar sonrası doku işlevselliğinin yitirilmesiyle ( dysfunction ) birlikte, ağrı ve hareket yetersizliğine yol açan ve bu istenmeyen tablonun, kişi üzerinde meydana getirdiği olumsuz fonksiyonel durumu olabildiğince düzelterek iyileştirilmesiyle, kazanılan bu sağlıklı halin devamı için bilimsel kanıtlara dayalı değerlendirmeler ışığında, elle yapılan özel iyileştirici yaklaşımların uygulandığı hedefe yönelik fizyoterapi uygulamasıdır.
Sağlıklı yaşamın temel kavramlarından olan fiziksel uygunluk, fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş pozitif bilime ve beceriye dayalı düzeltici uygulamaların (terapötik yaklaşımlar) kullanımı ile azalmış ve kısıtlanmış bedensel kapasitesi nedeniyle günlük yaşamında yetersizlik ve zorluk yaşayan bireyin fonksiyonel kazanımının tekrar sağlanıp artırılarak gelecekte de devam ettirilmesi olarak düşünülür. Fiziksel Uygunluk kavramını ilkesi olarak hedefleyen Manuel Fizyoterapi, günümüz insanının hayat kalitesini korumada sıkça ihtiyaç duyduğu bir alan haline gelmiştir. Nedenleriyse, bir taraftan teknolojideki gelişmeler bedensel aktiviteyi asgariye indirirken, diğer taraftan sosyal hayatla birlikte çalışma koşullarının yoğunluğu ve stresi, kas iskelet sistemimiz üzerinde olumsuzluklar doğurmaktadır, denebilir.
Yeni yetişen nesillerin ise, büyüme çağlarını dışarıda oyunlar oynayarak bedensel gelişimlerini tamamlamak yerine, evde bilgisayar başında saatlerini harcayarak ve kötü beslenerek dayanıksız bir vücut yapısına sahip olduklarını gözlemlemekteyiz. Bu durum ileri yaşlarda başta bel ve boyun olmak üzere omuz, dirsek, diz ve kalça eklemlerinde de sorunlar yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Ayrıca sağlıklı kişilerde bedeni iyi ve düzgün kullanamamak, bozuk ve dengesiz oturuş stilleri, yanlış hareket modellerinin alışkanlık haline gelmesi de bu süreçteki temel sorunlardan biridir. Bazen istemeden meydana gelen travmaların oluşturduğu hasar ve doku deformasyonu da nedenler arasında yerini alır.
Bu neticede, değişik sıklıkta ve şiddette dokular üzerinde baş gösteren aşırı gerilim, kasılma ve bunlara bağlı olarak zaman zaman duyulan kas ağrısı sonrasında oluşan hareket kaybı yaşam kalitesini düşürüp, iş verimini azaltarak kişiyi sosyal ilişkileri de kısıtlanmış sıkıntılı bir duruma sevk eder. İşte bu noktada, hastalık durumuna aday hale gelmiş kas-iskelet sisteminde oluşan mekaniksel problem ilerlemeden veya bu durumun git gide ilerlemesiyle yumuşak dokular (sinir, kas, tendon, damar vs.) üzerinde meydana gelen baskı ve deformasyonun neticesi ortaya çıkan ağrı, yapışma, sirkülasyon bozukluğu ve ödem gibi bölgesel olumsuzluklar bireyin fiziksel aktivitesinde ciddi boyutta kayba neden olmaktadır.
Bu aşamada fiziksel aktivite kaybı ve zorluğu yaşayan bireyin; gözlemsel ve biyomekaniksel anlamdaki postüral analizi çerçevesinde gerekli ölçüm ve testleri yapılıp, tüm değerlendirmeler ışığında ihtiyaç duyulan kişiye özel koruyucu ve onun fonksiyonel kabiliyetini geliştirici protokolleri belirleyip, tespit edilen hususlar üzerinde Manuel Fizyoterapi uygulamaları planlanır. Bu uygulama süreci sayesinde kısa sürede kazanılan Fiziksel Uygunluk, yüksek moral ile bireyi sosyal ve iş hayatında verimli, yaşam kalitesi yükselmiş hale getirmektedir.
Fizyoterapist | Manuelterapist | Levent Dolunay
Tel: 0 552 201 20 30 – 0 532 615 33 50